SON DAKİKA

7 Temmuz 2015 Salı

İstikamet: Plüton!



    Çok çok uzaklarda, küçük ve soğuk. Sırlarını hep kendisine sakladı..

Keşfedildiği 1930 yılından bu yana uzayın derinliklerinde dolanıp durdu. Ve buzlu yüzeyi, en güçlü teleskopların dahi netleştiremediği bir gizeme dönüştü... Evet, Plüton’a aşinayız. Ama onu yakından tanımıyoruz.
Ancak, 14 Temmuz’da bir şeyler değişecek. NASA’nın New Horizons uzay aracı o gün donuk cücenin 12 bin 500 kilometre yakınından geçecek. Her şey yolunda giderse bu kısacık yakın temas klasik Güneş Sistemi’nin keşfedilmemiş son halkasını saran sis perdesini de ortadan kaldıracak. Bir zamanlar dokuzuncu gezegen olarak bildiğimiz Plüton’la nihayet yüz yüze gelecek, yüzeyini ve en büyük uydusu Charon’u yakından göreceğiz. Bilim insanlarının burada neyle karşılaşacakları konusunda birtakım tahminleri var. Emin olabildikleri tek şeyse Plüton’un sürprizlerle dolu olacağı.

New Horizons’ın Araştırma Başkanı Alan Stern, “Hayalimizde canlandırdığımız Plüton imajı uçup gidecek,” diyor.
Kansaslı çiftçi Clyde Tombaugh, fotoğrafta görülen teleskopu 1928 yılında babasının 1910 model Buick marka arabasının krank milini ve eski çiftlik donanımlarını kullanarak inşa etmişti. Mars ve Jüpiter çizimleri nedeniyle Lowell Gözlemevi'nde işe alınan Tombaugh, iki yıl sonra Plüton'u keşfetmişti. [Fotoğraf: Bettmann/Corbis]






X Gezegeni

Plüton’un daha önce beklentileri boşa çıkardığı da olmuştu. New Horizons’ın uzaya fırlatıldığı 2006 yılında gezegenler listesinden silinip gitmiş, sonra “cüce gezegen” olarak yeniden ortaya çıkmıştı. Ancak gerçek şu ki, Plüton keşfedilmesine giden süreçte bile hep çetin ceviz olmuştu.

1840’larda yapılan karmaşık hesaplar, Neptün’ün yörüngesinin ilerisinde bir gezegenin varlığına işaret ediyordu. Neptün’ün kütlesini temel alan hesaplamalar, buz devinin ve komşusu Uranüs’ün yörüngesinin gezegensel hareket tahminlerine tam uymadığını gösteriyordu. Bu nedenle bazı gökbilimciler, Güneş Sistemi’nin dış sınırlarında keşfedilmemiş en az bir tane büyük dünyanın olduğunu ve bunun çekimsel gücünün buz devlerini etkileyerek Güneş’in etrafında başıbozuk bir yörünge çizmelerine yol açtığını öne sürmüştü. Yirminci yüzyıla gelindiğinde kayıp gezegeni bulma çalışmaları hız kazandı. Gezegeni bulan kişi, 50 yılı aşkın bir süre içinde yeni bir gezegen keşfeden ilk isim olmak gibi gösterişli bir payeye de sahip olacaktı.

Serseri gezegene “X Gezegeni” adını veren Bostonlu aristokrat Percival Lowell araştırmayı iyice derinleştirdi. Belki de en çok Mars’ın yüzeyinde “sulama kanalları” tespit ettiğini öne sürmesiyle tanınan Lowell, Arizona, Flagstaff’ta kendi gözlemevini kurdu. Bu gözlemevi 1905’te X Gezegeni araştırmasının merkezi haline gelirken, Lowell da henüz keşfedilmemiş gezegenin olası konumunu yeniden ve yeniden hesaplıyor, bu arada araştırma için gerekli donanımları da ödünç alıyordu. Ancak X Gezegeni’nin gerçekten var olduğunu öğrenemeden, 1916 yılında, hayata gözlerini yumdu. 


Yorum Gönder

 
Copyright © 2013 HaberTag
Design by FBTemplates | Distributed by Kaizentemplate.